Tanrı-Kral, Filozof Kral, Peygamber-Kral
Din ve Siyaset arasındaki ilişki aslında egemenliğin (devlet ve siyasetin) en temelde iki yeteneğe dayanma zorunluluğundan kaynaklanır: güç (kudret/iktidar) ve bilgi (akıl/ilim/hikmet).
Bu iki yeteneği bir kişide bulmak sanıldığından daha güçtür. Hükümdarların çoğu tıpkı arslanlar gibi ya güçlü ama akılsızdır ya da tilkiler ve çakallar gibi akıllı ama güçsüzdür. Bu nedenle vezirlik-sadrazamlık kurumu ortaya çıkmış, kral güçlü olanı, vezir ise akıllı olanı temsil etmiştir. (Hükümdar devletin kalbidir, Vezir ise devletin aklı.)
Güç ve kudretle aklı, bilgiyi, bilgeliği kendi kişiliğinde bir araya getiren hükümdarların sayısı çok azdır. Platon bu nedenle ya filozoflar kral olmalı ya da krallar filozof olmalı demiştir. Bu sorun, doğuda, özellikle İslam dünyasında "peygamber-krallar" (müluk'ul-enbiya) kavramı üzerinden aşılmaya çalışılmıştır.
Peygamber-krallar kimdir? Sırasıyla: Adem, Yusuf, Davud, Süleyman, Zülkarneyn (Büyük İskender) ve Hz. Muhammed.
Bu isimlerin din ve devlet (nübüvvet ve mülk) kavramlarını bir araya getirdiği öne sürülmüştür. Bu bileşkenin temel mantığı güç ve bilginin birarada olma zorunluluğudur.
Kısaca laikliği asıl bir de bu konudan tartışmak gerekir. Biz bu söyleşide işte bu ödevi yerine getirmeye çalışacağız.
Not: Söyleşileri sürdürebilmek için desteklerinizi bekliyoruz, lütfen kanalımıza "abone" ve "üye" olmayı unutmayınız!
Katıl butonu için:
https://www.youtube.com/channel/UCYb0I8LggFTpQqYCy1iBKIQ/join
Düzenli dersler için:
https://felsefedersleri.com