Dante'ye Göre En Büyük Günah, "Descartes Bütün Modern Dünyanın Babasıdır" | Bölümün Tamamı

Bu celal şengörün sürekli bildiğini gösterme çabası nedir arkadaş. İlber hocaya bile bir noktadan sonra “ay bayılıcam” dedirtti. 24.14

Programı yeterince övemem.. Celal hocanın hem atıstırıp hem anlatmasına bayılıyorum çok tatlı değil mi yaa..

Madem hep İlber Ortaylı konuşacak neden celal hocayı çağırmışlar😢

İlber hoca, Celal hocaya çok saygısızlık yapıyor, sürekli celal hocanın sözünü kesiyor. Böyle küstahlık görülmemiş şey

İlber hocanın ay bayılcam demesi 😂

😊😊

bkm geldi

Harikasiniz hocalarim

Bakırköy ilçesine bağlı yeşilköy yeşilyurt dahil, bazı hmlardan değişik şikayetler duyduğum olmuştu. Mesela örneğin, gençken çamaşırları ellerinde yıkarlarmış ve üzerinde tekbir leke bile kalmadan kurutmaları lazımmış. Tek bir leke bile oldu mu (mesela bebek bezlerinde) komşu kadınlar aşağılar ve kocasına eziyet ettirirlermiş. O civar kadınlarında "ben çektim, o da çeksin" davranışını sürdürenler var halen. Ya da onu vahane olarak kullananlar var halen. Kadınlar şikayet ederlerken siyahinci sırıtışları da olabiliyor o civarlarda. Kadınlar bazen sırıtanları soruyor "hangi saraydan çıkmış bunlar neye sırıtıyorlar" diye. Espri şaka tanımları değişik belki. Kadınların kendi çocukları da onlarla sırıtabiliyor. Kadınlar saha sinir oluyordu, öyle olunca... O tür davranışların Bilimsel açıklaması nedir mesela? Bilimadamları siyahincileri mi tutar takımtutar gibi, haksızlığa acılara maruz kalanları mı?

Benim senaryoya kurgu geliyor mesela örneğin ☺: siyahinciler, o salakların orjinine bir şekilde ortalığı karıştırıp salağa eziyet ve kullanma alanı yaratmış olsunlar. Mesela p- icc eğitimi hocası, bilimci sanatçı çevresinden salağın yakınlarının orjininin olduğu yere taşınmış olsun. O alanı olduğu gibi halletmiş olsunlar siyahinciler. Hatta kendilerine başka ortaklar da bulmuş olsunlar. Gelmişini geçmişini, salakların bütün hayatlarını işlerini emek haklarını, liyakatla kullanmış dağıtmış olsunlar. (Film ya o sebepten). Ülkeyi parmaklarında oynatmış olsunlar. Salakların ne işleri olursa hop siyahincilerde. Ne hayatları olursa hop siyahincilerde. (Gerçek olsa, suç olur bütün bunlar. Allahtan senaryo ☺).

Yeşilköy hmları yine sigara bırakma yöntemimi korku ve "deli bu" diyetek karşıladı. Oysa havadaki kimyasal zehir gibi koku sebep. Demek ki kendileri alışık.

Ilber Hoca,bir Efsane.

İlber hoca ile programlarını hatta tekrar izlediğim celal bey var. İkisi de çok değerli. Celal hoca kendi kütüphanesini emanet edebileceği biri olarak bir haber ajansını, bir sanatçı ya da bilimciyi seçmedi. Kendi oğluna emanet etti birkaç ay önce. Kimseye güvenemediğimiz bir dönem oldu özellikle son yıllar. İnsanın ömrünü verdiği işlerini emeğini, bu dünyaya faydası olsun diye bırakmaya çalışması herşeye rağmen çalışması ve hüzünle kimseye güvenememesi ne acı ne hazin. Herkesin utanması gerek. Seviyesiz espriler ben de yaparım bazen gerektiğinde ya da yorulduğumda, lahmacun acısı gibi değil. Lahmacun herkesin sevdiği bir gıda. Ayasofya kapatılsa hatta kapatıldığında yıkılsa, bir başka kopyası yapılsa... Bir başarı mı olacak 😢? Kapatılmasına rağmen kötü birşeyler olda, başarı mı olacak? Başkalarının yaptığı ayasofya bu ayasofya olur mu? İşidin tarihi eserleri yıktığı söylendiğinde ilk tepkim herkesle benzerdi. Sınra sonra haberlerde ve olaylarda bir tuhaflık olduğunu düşündüm. Tam da bilmediğim için bişey de söyleyemem. Bşka birilerinin işine gelmiş olabilir mi? Ne için bilemem, kimdirler bilemem fakat yanlış din ve dünyaya zarar, başkalarının işine felmiş olabilir mi? Yıllar önce farrah fawcetin bir dizisi vardı "goldengirl" "bilim olarak" istedikleri bir sporcu yaratıyorlardı. Kız kazandığında söyleyeceği şeyler önceden eline yazılmış veriliyor ezberliyordu. "Film gibi, tiyatro gibi" diyeceğim yanlış anlaşılmasın. Bana cumhuriyette öğretilen, bilgi olarak verilen spor spırcu tanımı o değil, o bilgi o sanat o spır değil. Bir de yine yıllar önce "otomatik portakal" diye bir film ünlüydü. Ben on dakika filan kalabildim, tümünü izlemediğim için çok konuşamayacağım.  Yani, yapaylık (insan yaratıcı özelliği deği, yapaylık), orjinal yaratılanın ya da evrile evrile oluşmuş olanın yerini... TUTMUYOR. Ne edilse de, tutmuyor. Ayasofya tutmuş. Sultanahmet tutmuş. Pizza kulesi, yunanistanda harabeleri kalanlar bile tutmuş. Milyonlarca yıl önceden bulunanlar var, tutmuş. Kopya yapay, orjinal yaratılmışın ya da evrile evrile oluşmuşun yerini... TUTMUYOR. Ne edilse de tutmuyor. Üstelik bence bildiğim kadarı ile utanç olmalı yaptıkları (varsa yapılan). Siyaset bilmediğim için tam birşey söyleyemiyprum. Belki otomatik portakal da siyasetin bir parçasıydı, bilmiyorum. "Sıfır noktası" insanlardan alınan ve yıktıkları çöktükleri çöktürdükleri hayatlarla, kendilerine yapıştırdıkları yakıştırdıkları olacaksa- olması istendiyse, olmaz. Aldıkları yaptıkları kendilerine olur. Bildiğim ve inancım böyle. Tanrı allah, insanları dünyayı korusun, zararlıları uzak etsin 🙏💖.

odatvde, ilber hocanın, ayasofya için "akılları varsa kapatırlar. Ebedi restorasyona alırlar" söylediği haberi yer alıyor. Odatv pek anlamadığum bir haber ajansı, haberleri ile de pek ilgilenmem. Bazı yazarlarının tarzı benim için uygun değil. Her tür haber ajansına baktığım için bakarım. İlber hocanın bunu söylemesi bana tuhaf geldi. Çok sevdiğim bir adam insan. Basından ve kitaplarından tanıdığım kadarı ile biliyorum. Bildiğim kadarı ile ilber hoca böyle birşeyi çok zorlayarak söyler. Ayasofyanın müzeden camiiye dönüşümüne karşı çıkmasını anlayabilirim çünkü tarihi bir yapı ve insan sayısından hava şartlarına kadar özellikler önemli. Odatvden okuduğum için tuhaf değil benim için, ilber hocadan gelmesi tuhaf geldi. Sanki birileri (elbette odatv değil) söylemek istediğini söyletmiş gibi. İlber hoca kendi kitaplığını bile hükümete emanet etti bildiğim kadarı ile. Ayasofya ile böyle düşünmesi tuhaf geldi. Elbette ilber hocanın bilinsel yöntemleri ile uymaz fakat bazen kadınlar özellikle bazı falcı büyücü gibi organizasyonları olan kişilerle, bir insana (genelde başka bir kadına) birşey yapmak istediklerinde, en sevdiklerine söyletir yaptırırlar. Elbette ayasofya bir kadın değil, başka nitelikte bir benzetme yaptım. Zaten odatvde falcı büyücü değil bildiğim kadarı ile. İlber hoca gibi değerli bir insanla böyle bir oyun oynayabilecek bir yer değil. Kimsenin, ilber hoca gibi sayısı az insanla kendi zevkleri çıkarları için uğraşmasını istemem. Vardır bunu söylemesinin bir sebebi. Ayasofyanın korunması için yıkalım mı? Çünkü habire kapısı orası burası alınıyor, öte yandan başka çekiştirneler olabiliyor. Türlü türlü zarar verenler tehlikelidir, varsa mesela örneğin ilber hocaya kendi istediğini söyletenler gibi. Birkaç yıl önce halktvdeydi sanıyorum, ankara baro başkanı (şu anda kıbrısta görevli sanıyorum), bir prograndan bu gibi bir sebeple ayrılmıştı yanlış hatırlamıyorsam. O avukat kendisinde gördüğü gelişmeyi kendisi tamamladı belki, iletişimle ilgili bir konu. Ben de olsam onun gibi ya da başka bir tavır alabilirdim. Kobuştukları konuyu hatırlamıyorum belki zararlı değildi fakat insanlara kendi istediklerini hatta zararlı şeyler söyletenler varsa, tehlike onlardır. İnsanlarla fikirlerini konuşabilir tartışabilirsiniz, ötekini yapamazsınız (bu benim ahlaki bildiğim). Ayasofya tehlikeler uzak olarak müze olmalıdır benim bildiğim kadarı ile ve sanıyorum bunu yine ilber hocasan dinlemiştim. Kapatılması gerekenler bütün o zarar verenlerdir. Kapısını kırıp yiyen ile birnesne myskası gibi kullanan ile (dua ayrıdır), istediğini öyle söyletenler aynidir benim için. İlber hoca çoooooook sevgiler saygılar. Çok yaşayın hocam saygıyla 🙏💖

Mine arasan'ın vefatından yeni haberim oldu, çok üzüldüm 😢. Liseden beri bildiğim bir insan. 30lu yaşlarda bir arkadaşıma da bir resminin çıktısını göndermiştim hediye olarak... Teşekkür etmek için aradığında "bu orjinal değil galiba. Belli oluyor printerdan olduğu" demişti. Ben de utanarak "elbette orjinal değil orkun bey. O kadar param yok ki. Çok değerli bür sanatçı. Bende de printer çıktısı var. Hediye olarak da sadece size gönderdim. Ticari olarak kullanımı yasak böyle eserlerin" demiştim. Sonradan telifler filan olaylar çıkınca ortaya bir daha kimseye öyle hediye vermedim. Benim niyetim iyi de etraftan ne olur kaygısı ile... Çok teşekkür etmişti. İki yıl sonra sanıyorum, eşi aradı beni (arkadaşımla aynı ortamdaydık, tanışmıştık) orkunun kapı girişinde bir resim görmüştüm. Kimin verdiğini söylemedi. Sen mi verdin?" diye sordu. "Hediye olarak göndermiştim. Evini hiç.bilmiyorum. çok sevindim, demek ki beğenmiş" dedim. Mine arasanın bir resminden, nerdeeeeeeen nerelere hayat ömür dediğimiz. On kere söyleyince orjinal değil olduğunu, beğenmedi sanmıştım ☺. "Allah gecinden versin, vefatından sonra çok pahalı olur eserleri. Param olursa bir resim bile olsa, vefatından önce almalıyım" demiştim. İyice garipsemişti 😒. Hediyenin değerini anlatıyodum aklımca 😒. Anılarımdan hatıralarımdan dinlediğiniz için sizlere 🙏💖 ilber hoca celal bey fatih bey 🙏💖

"Cehennemin yolu, iyilik taşlarıyla döşenir" dantenindi sanıyorum. Kim döşetir? Kötülere iyilerden fırsat vermesin yaratan. Atomdan bomba üretmek gibi birşey. İyiler kaçmak zorunda kalınca "o güzel iyi insanlar atlara binip gitti..." diye şiir yazılıyor sonra.... Sizlere 🙏💖

Senaryo çalışmalarımdaydı. Bütün sosyal medyalar telefonumda iptal oldu. Geçici bir süre buradan yazabilir miyim? Belki meşhur olurum bu yaştan sonra ☺. Anlayışınız için teşekkürler): üç öroluk hikayede... "Kadın yine harekete geçti. Luçsitankoyu kullanın yine. O iyi organize ediyor. Kasık ilacı verdirin. Ağabeyleri küstürün. Vardır onun kullanacakları". "Ne diyosun abla. Bütün delikanlılar emrinde. O para sende sizde kalacak....... Benim maaşa da zam yapacaktın". "Zam için mi yapıyorsun görevini? Ne iş yaptın ki". "Yok öyle değil de... 'Para aile içinde kalsın. Aşk için yapıyoruz' dediniz ya, o nedenle. Babanıza saygılar". "Luçtisankoya nasıl ulaşacaksınız?" "biliyorsun artık işler üç öroluk. Kadının bütün banka işlemleri bizde. Bütün şubelerde ajanlarımız var. Bedelini ödeyecek. Nasıl yapmaz sizin istediklerinizi. Üç öroluklar söylemiş onlara 'gelin bakalııııım. Biraz da biz kullanalım seni. İyilik için tabi. Kadının çocuğu olmuyor kısır ya. Garnına goduk mu para sizde. Öteki kendini iyi sananlar kaçtılar çoktan. Artık bizim borumuz öter. Onlar da iyilik içindi hani. Biz de öyleyiz, neyimiz eksik onlardan". "Sen ne karışıyorsun. Benim neyim eksik senin değil"........... Hiçbirşeyde kuzarmayan yüzü kızarır "evet abla. Pardon hanımefendi. Sizin neyiniz eksik"....... "Devam et" der hanımefendi tepeden bakarak. "O söylediğiniz ağabeylerine çocuk meselesini bu şekilde ilettik. Paradan haberleri yok. Trilyonlar dolarlar. Ne kadar başarılısınız. İyilik yaptıklarını sanıyorlar. Goduk muydu para sizde".... "Oh be. Akıl hastanesi de hazır değil mi? Onun benim şeyimi anlaması lazım, ne diyordu o... Derdimi. Hadi bakalım göreyim sizi"......... "İyilik için". "İyilik için". (Bir kadının bir kadına, kadınların kadınlara ne kötülük yapacağını ve kimlere bırakacağını tahmin edemezsiniz. Oscarlık filmler anormal değişik, ben de oscarlık kurgularla uğraşıyorum ☺).

Sigarayı bırakma yöntemini daha önce anlatmıştım. Halen merak eden korkan hmlar varsa, korkuları giderilsin lütfen. Saygı ile

Ben arada bir senaryo çalışmaları yapıyorum. İlham almak için bazen etrafta olan olaylardan, gazetelerde okuduklarımızdan kurgular çıkıyor. Mesela örneğin: "hastalığımdan nasıl kurtulurum?". "Ne hastalığı?" dedi öteki kadın. "Sma. Hissetmiyorum. Parmaklarım ellerim ruhum... Hissetmiyorum". Diper kadın gülerek "canım benim. Ben de hissetmiyorum. Seninki gibi değil. Ben de hissetmiyorum. Doktorlar bulamadı çaresini. Falcılar büyücüler buldu. Buna 'leke çıkarma' diyorlar. Sende ne hastalık dert varsa, masum bir çocuğa veriyorlar. Ya da sen kimi istersen ona veriyorlar. Sendeki temizleniyor, ona geçiyor. Üstelik maliyeti de onlardan alıyorlar". "Nasıl?". "Bak canım benim, sana bir falcı büyücü yazayım. Başkaları da var. Sen bunu bir dene. Adı burçin. Dene, sonuç almazsan bakarız. Ben safra derdimden başka dertlerimden böyle kurtuldum........ Doktorlar çare bulamıyor değil mi? Düşünme. Dene. Başlangıçta üç öro veriyorsun, kalan maliyeti onlardan alıyorlar. Hatta senin de paran olıyor............ Benim gönderdiğim başka biri akıl hastalığından kurtuldu. Yüjlediler birine. Çocuğu şimdi müdür yardımcısı. Hatta genel müdür yapma niyetinde". "Deneyeceğim". -------------- (celal bey, ilber hoca... Fatih bey... Türkiye burası. Kadınların neler yaptığına şaşırıyoruz. Birçoğu dedikodu ile yayılıyor, tabi pek bilemeyiz. Ya az çok doğruluk riski varsa? Sizlere 🙏💖)

1- kumsalda uyumak yasak ya da günah mıdır? 2- yeşil alanda uyumak yasak ya da günah mıdır? Yorgunken ya da gezme tatildeyken kapalı yer dışında uyumak yasak ya da günah mudur? Milenyum neslini doğuranlar zengin olabilir, tatile gidemeyen şeerliler netededinlensin? Milenyumu doğuran yetişyiren nesil ve milenyumlar hayataı mı neyi neden sıfırdan başlatmayı tercih ettiler? Bizler sıfır para galindeyken, kendileri hayat hakkında ne biliyor? Saygılar 🙏

Yeni nesle uyumlu sorulara ek: damla su içince habire sınava mı giriyoruz? Kurtulmak için Defne yaprağı yakmamız söyleniyor, napalım yakalım mı? Sizlere 🙏💖

Bilimin tıkandoğı yer belki: 1- nicknamei suri olan suriyeliler ile flamingo yolu ya da doğru yol arasında ilişki var mı? 2- bir insan grace kellye benziyorsa onun gibi ölmeli mi? 2- ajdaya benzeyen kadınların çocuğu oldu mu? (Türkiyede kadınların sphbetleribden çıkan sorular 😒) sizlere saygılar 🙏💖

Programlarınızı ilgiyle izliyorum. Murat barsakçının da programlarını izlerim. Bayan konuklarından pek hoşlanmam. Yine izlerim fakat hoşlanmam. Pelin batu hanımefendi bile pek hoşlanmadığım bir hm.

Milenyum cazibesi: yolda iki kadın kavga ediyordu. Biri ötekine " benden ömrümü aldın tehdit şantaj uygulama ile. Sana seninkilere burs verdirdim, iş eş... Üç kuruşluk daha benden ne istiyorsun?". "Seni ananla ..." "seni babanla dedin, babamı hallettin. Seni ananla diyorsun" Yoldaki öteki kadınlar "ayy ne ayııp. İkisi de layığını buldu. Üç kuruşluk dünyada... Ne ana ne baba"... Ana baba bebe bilmeyen milyonlara. Neydi bu tanımın adı? (Sinaryoya ☺).

İlber hocam birinci yüzyılda germenya hakkinda yapilmis bir dedikoduyu latince söyledi ve bununla eğlendi. Entellektuelligin seviyesine bak😊Kendimi michelin yildizli restoranda Ülker çubuk kraker yiyormus gibi hissettim😊

Devamı nerede

Bu bölümleri izleyince çok üzülüyorum. Gecinden olsun yarın birgün gittiklerinde hükümetin yalakası TV den tarih öğrenen beşpara etmez insanlara meydan kalacak

Bu çok değerli bilim adamlarını dinlerken hiç sıkılmaz mı bir insan?Evet,sıkılmaz.Adamların hafızasında bildiğin kütüphane var,hakikatten hayret verici..Peki bu mirası kim devralacak?

Ilber hocanin gözlüğü fvgvgvgvgvg😂😂😂😂

LÜTFEN orjinal yayın tarihlerini Açıklamalar bölümüne yazın!

Atatürk kitabının Atatürk yazısının bize dönmüş olması çok ayrı bir olay teşekkürler

Dante'ye göre en büyük günah nedir onu bilemem ama İlâhi Komedya'sında Müslümanlara cehennemi lâyık görmüştür. Acaba yaşasaydı ve kitabı yeniden yazsaydı, içeriğini değiştirir miydi?

Bankacılıkta tebe bile güvenemiyoruz.
Saygılar 🙏

jelal hocayi 24 saat dinlerim cok sevimli be dogal olunca böyle oluyo

Yıllarca izlenilecek programlar.. harika

Kendi hakları olöayan bir insan, bir başkasını nasıl koruyabilir. Kütüphanenizi evladınız korumaya çalışacaktır, koruyamazsa kızmayın. Bütün bu olanlardan sonra kızmayın. Herkes herşeyi biliyor, kütüphane nedir ne olmalıdır. Bir geçerli güç var. Demokrasi de var. Hepberaber sabredelim belki düzelir. Artık geriye ne kalırsa. Saygı sevgi fatihbey ilberhoca celalbey 🙏💖.

Şahsen ben, haklarım layık görülen koşullarım içinde (herkesin borçlu olduğu geçerli güç nasıl münasip gördüyse) ne decartesı ne kepleri ne socratesı ne bilimi ne dini ne sanatı maddimanevi hiçbir hakları koruyacak vaziyette değilim. Zaten ihtiyaç da yok sanıyorum benim gibilere. Sadece düşündüklerimi anlatıyorum. Doğru yanlış olabilir. Halen karar verici eğitici tedavi edici geçerli güç, benden önce herkes için karar verendir. Herkes onlaea borçlu olduğu için. Saygılar 🙏

Bilimin sanatın ahlakın aklın anlaşılması ya da insan olmak önemli değilse... Beyler de kadınlar da, decartın keplerin borçlu olduklarını (özellikle kadınları) anlamalıysa ("beni anladın mı bizi anladın mı") o hesaplardan çıkış için, demokrasi için sıfırlanmak tercih ise... Decartes kepler ve sevenleri, en iyi ihtimalle socrates gibi ölür. İhtimal tabii, olasılık. Çünkü belki onların da kabul ettiği, o kişilerin haklarıdır. Bilimlerini hayatlarını borçlu oldukları kişilerin hakları. Saygı sevgi sizlere fatih bey ilberhoca celalbey 🙏💖.

Düşünün ki, akıl bilim sanat ahlak ile çalışan bir gazeteci, işini ve bazı maddi haklarını bir başka kişinin koruyuculuğu yardımı ile edinmiş. Yani aklının biliminin sanatının ahlakının hiç önemi yok. Başka bir kişi (belki o da gazeteci) olmasa hiçbişey olamazdı. Çünkü cumhuriyette böyle bir hakkı kalmamış. Hayatını borçlu olduğu o kişi hayatını kimlere borçlu? Hak olmadığına göre, bilim "ay bu da ne be" olduğuna göre, piskiyatr da sağlık da hatta okullar da o güçlere hizmet ettiğine göre... Kötü niyetli falcılara büyücülere mi borçlu (hatırlatayım ortaçağda "büyücü cadı" diye yakılan kadınlardan özür dilendi. Demek ki her görünen cadı değil büyücü değil. Her falcı da iyinetli değil)... "İyilik yardım" diye organizasyonlarla kepleri decartesı "korurken" onların bütün emeğini haklarını kendi "değerleri layıkları" için kullanarak, o işleri hayatları yok edenlere mi borçlu? O halde bütün ömrü çöp demektir, decartesın da keplerin de. Saygılar 🙏💖

Eğer decartes keplerin koruyucusu idiyse, decartes bir tanrı olmadığına göre, kepler decartesı koruyan güçlere borçluydu herhalde. Çünkü bazı yerlerde verilen cevap (her kişi grubunda) "bu iyiliği sana neden yapayım". İnsana hakları için verilen cevap bu. Eğer kişi grupları bir akıldışı ahlakdışı ödeme bekliyorlarsa, kepler decartesın koruyuvularına borçlanmış olmalı ya da öyle söylenmiş uygulanmış olabilir. Saygılar 🙏💖

Bilim ile, sanat ile, akıl ile... "Cehennemin kapıları açıldı" deniyorsa, hata ne idi? Yani bilim sanat akıl doğru unsurlar ise, yanlış neredeydi? Yanlış şeylere bilim sanat akıl mı denildi? Doğru olan bilim sanat akıl başka kötü şeyler için mi kullanıldı? İzin mi verildi? Feda mı edildi? Yanıldılar mı? Yanıldıklarını hiç mi anlamadılar? Anladılar da ne yaptılar? Bilim sanat akıl ahlak foğru güzel olan, değerli miydi ya da değeri olan neydi? Decartes kepleri korumuş mu yoksa kepler decartesın işinden aklından destek alarak doğru şekilde faydalanmış mı? Decartes keplerin her şekilde işinde hakkında hayatında koruyucusu muydu? Bir insanın insan olması için, bilim sanat akıl için, nasıl korunması ihtiyaç mıdıt yoksa hakları var mıdır? Cumhuriyetle hazır verilen bütün hakları (muhtemel ne keplerin ne decartesın bu hakları yoktu) yıllar içinde bu kalabalık nasıl tüketti, hangi "değerler" için tüketti? Saygılar 🙏💖

Ha, bir şey dahasöylemeliyim: ben yaratana inanırım. Bugün dinlerin "yanlış ya da kötü kullanılma maksatlı" uygulanışı ile değil, benimle yaratan ilahi güç arasında inancımla inanırım. Erich frommun kitabını srvmemi çok açıdan onaylamamı bu sebepten erich frommcular da istemez, "sağcı solcu" olanlar da, z kuşağını yetiştirenler ve z kuşağı da istemez. Onlar kendileri zaten... Saygılar sevgiler programdaki insanlara 🙏💖

Merhaba ilber hoca celal bey ve fatih bey, erich fromm'un "sevme sanatı" kitabını okuduğumda "bu kitaptaki birçok şey zaten benim hayatımda var. Zaten böyle hissederek böyle düşünerek böyle ya da benzer davranıyorum" demiştim. Yıllar geçti, yaklaşık otuz yıl... Bugünün her yaştan gençleri herşeye aynı cevabı verebiliyor "ben zaten, biz zaten. Sen kimsin be. Haddini bil" (kitap için ikinci ve üçüncü cümlelerini söylememiştim). Tarihi bilimi yeniden ve gördükleri layık ile yazan yapan, hayatı zaten yaşamayı bilen kişilere birşey öğretmek ne kelime anlatmak, hadsizlik olur. Onlar öğretiyorlar yıllardır. Sizlere sabırlar saygılar sevgiler fatih bey ilberhoca celalbey 🙏💖

Bunların ikisini aynı anda programa çağırma yav. Birbirinin lafını çok kesiyorlar

Merhaba ilber hoca celal bey ve fatih bey, "zehrin ilacı kendinden edinilir" sözü değişik şekillerde yorumlanabilir ve veya kullanılabilinir (zararla yorumu ge kullanımı olmaması gerek, malesef olabiliyor her söz gibi). Örneğin, metallerin birbirine ya da buhar- su- buz dönüşümü ya da ortadoğu çöllerinin bir zamanlar okyanus deniz cennet iken atomla bile yapılamayan bir patlama ile çöle dönüşümü... Kimyasal fiziksel olaylarla açıklanabilir. Bir misvaktan ya da başka bitkilerden diş macunu üretilmesi bilimdir. Bunlar ve benzerleri büyü değil bilimdir. Hayat insanlık, kötü niyetlilerce karanlığa itildikçe, dinler büyüyü yasaklamış belki. İnsanoğlunun bilinmetene çatesizliğini kullanan "fırsatçı akıllar"a, onların "ruhani kötülük" yalanına dinler ile karşı konulmuş. Bazı programlar var, "ekonomist" dergisinin 2018 kapağında anka ile para resmi filan var. Resmi yorumluyorlar. Bu gibi yorumlar çok yapılır. "Kötülük planı yapılıyor" diye. Ben seçimlerde meral hmın bir sözünü sevmiştim "onlar yapıyor, bizimkilerin eli armut mu topluyor" demişti. Gülmüştüm. Dünyanın bir yerlerinde madem bişeyler oluyorsa - ki ben önce ve çokça milletin haşkın kendisine kızarım olumsuz eleştiririm, "burdakilerin eli armut mu topluyor" diyerek... Gözlerimizi belertip o korkuya öteki korkuya bakarak bişey olmaz. Ben bir resim yorumlayayım: MKAtatürkün time'ın kapağındaki resim. Bütün dünyadaki kötülüğe kapak olmuştur. Ve Türk milletine herşeyi bütün hayat haklarını hazır vermiştir. Sonra ne yapıldığına bakmalılar. Birbirlerine kendi insanlarına ne yaptıklarına bakmalılar. "Türkiye cumhuriyetini kuran bütün insanlar Türktür Türk halkıdır". Neyi kime şikayet ediyor Türk halkı. Bir kötülük varsa, kendi içlerindeki duygulara baksın herbiri. Varsa içlerinde kötülük, demek ki ne edilirse doğru edilmiş, neyden şikayet ediyorlar. Büyüye, yanlış din inancına yanlış milliyet laik cumhuryet inançlarına vs ilaç MKAtatürk cumhuriyeti. Sizlerin programlarınızı sevgi ve saygı ile izliyorum. Işık varsa sizler gibi insanlarla olur. Sevgi saygı 🙏💖